Sesim nasıl da çürüdü, inancımın gölgesinde
Hiç bir şey olamayan çocuktum
Tenime asılı duran tenekeyi çaldıkça çaldım
Boynumdaki izlerini silmek için,
Çiçek açmaz biliyorum
Ama kokuların ustasıdır bedenin
Çapkın arı minvalinde
Yüzümü kayaya gömdüm, buluta küstüm
Yağmur, keskin ağzıyla silip aldı üzerimden, adınla başlayan suçları
Eskiyim biraz
Hayat suyunda çektim hep
Ufalmanın bir yanı Tanrı olmaktır demiş bilge, ama değil!
Tanrı olmak; sağır olmaktır tüm yakarışlara
Sonra dönüp dolaştım Tanrım dedim Tanrım!
Sesim mağarada yankılanan yarasanın kanat sesine dönüştü
Sese uyanıp, çürüme dedim; sesimin yankısıdır, kalbimin ağrısıdır.